Montag, 29. Februar 2016

II.OSMAN VE EŞLERİ

II.Osman namı diğer Genç Osman'ın kaç tane eşi vardı ve bunlar kimlerdi?

Malum II.Osman modern düşünceleri ve avrupai tarzıyla Osmanlı Padişahları arasında çok özel bir yere sahiptir. Öldürülmeseydi Osmanlı İmparatorluğu belki şimdi bile devam edebilirdi, hatta örnek olarak İngiliz Kraliyeti gibi bir Türkiye de olabilirdi.
II.Osman'ın annesi Mahfiruz Sultan'dan aldığı eğitimden dolayı Harem teşkilatından nefret ediyordu. Bir sürü köle kadın'ın bir yerde yanlızca bir erkeğin nefsine hizmet etmelerini tasvip etmiyordu. Elçi raporlarındanda anlaşıldığına göre bu derin nefret annesi Mahfiruz Sultan'dan dolayı idi, çünki Mahfiruz Sultan kocası I.Ahmet'in saltanatı sırasında Harem de çok kötü günler yaşamıştı. Bu yüzdende kendisi tahta çıktığında bu gidişata bir son vermek istiyordu. Zaten annesi Mahfiruz Sultan'da hizmetinde ki bütün cariyeleri azad edip, yerlerine kendi milletinden olan sadık Çerkes hizmetlileri almıştı.

II.Osman'ın bilinen 3 eşi vardı, yanlız ilk çocuğu olan Şehzade Ömer'in annesi kesin değildir.

Nikah tarihlerine göre II.Osman'ın Eşleri:
  1. Nikah Ocak 1621,  Fatma Züleyha Haseki, d.1604 - ö. 1642 (Arnavut Asilzade kızı)
  2. Nikah ve düğün 24.1.1622, Ayşe Haseki Sultan, d.1605, ö.1641 (Pertev Paşa'nın torunudur)
  3. Nikah ve düğün 16.2.1622, Akile Haseki Sultan, d.1606, ö. 1630'dan sonra, Şeyhulislam Esad Efendi'nin kızıdır. Şehzade Mustafa ve Zeynep Sultan'ın annesidir. Bu Hanım 1627 yılında ikinci defa evlenmiştir; ikinci eşi ünlü şair Ganizade Nadir Efendi'idr.
II.Osman'ın çocukları:
  1. Şehzade Ömer, 1621 - 1622
  2. Şehzade Mustafa (ikiz) 1622 - 1622
  3. Zeynep Sultan (ikiz) 1622 - 16?? (Bu prensesin 1623 de değilde çok sonra öldüğüde rivayet ediliyor, evlenmiş bile olabilir), II.Osman kızına, teyzezadesi olan Abaza Mehmet Paşa'nın kızı Zeynep Hatun'un adını vermişti.
Şehzade Ömer'in annesi bilinmemekle beraber 1642 yılında ölen Saraylı Fatma Züleyha Hatun'da olabilir. Çünki bu hanım II.Osman'ın öldürülmesinden sonra hayatının sonuna kadar II.Osman'ın anne-baba-bir kardeşi Hanzade Sultan'ın sarayında yaşamıştır. Hanzade Sultan ağabeyi II.Osman'ın öldürülmesinden sonra yengeleri Ayşe ve Akile Sultanları sarayına yanına almıştı. Fatma Züleyha Hatun, Hanzade Sultan'ın Sarayında bir Sultan gibi saygı ve hürmet görüyordu.

Venedik Elçisi Giovanni Soranzo 1642 yılına ait raporlarında bu ihtimali doğruluyor:
(...) Öldürülen Sultan Osman'ın kızkardeşinin sarayında oturan ve Osman'ın birinci karısı olan Arnavut Zulaika (ismi bu şekilde yazılı) kadın ekimin birinci haftası öldü. Cenaze alayı bir prensese yaraşır vaziyette cereyan etti. Hatta memleketinden gelen Arnavut beyleride bu alaya iştirak ettiler. Duyduğumuza göre çok asil bir kadın olan merhume vaktiyle kocasının saltanatı sırasında memleketinde çok çeşme yaptırmış ve fakir fukaraya altın dağıttırmış).

Sonntag, 28. Februar 2016

MAHFİRUZ SULTAN VE ÇOCUKLARI'NIN RESMİ

Mahfiruz Sultan'ın ve çocuklarını gösteren resmi bize sağolsun tarihci Sn. Natalie de Fitz-James gönderdi. Burdan kendisine çok teşekkür ederiz. Resmin sahibi Prenses Tatjana Akçurina'dır.

Mahfiruz Sultan ve oğulları II.Osman, Bayezid ve Süleyman, c.1619

Donnerstag, 25. Februar 2016

MUHTEŞEM YÜZYIL KÖSEM DİZİSİNE PROTESTO!

TV de yayımlanan Muhteşem Yüzyıl Kösem dizisinde Mahfiruz Sultan karakteri bir ihtilal sırasında öldürüldüğünü gösterip diziden çıkarıldı. Biz buna çok üzüldük. Tarihi gerçeklere aykırı olarak Mahfiruz Sultan karakterini diziden çıkartmalarına bir anlam veremiyoruz. Neden böyle saçma bir  senaryo kurgulandı? Amaç nedir?

Bu dizinin tarih danışmanları Erhan Afyoncu, Günhan Börekçi ve Deniz Esemenli neden senaryoya itiraz etmediler? Niçin bu büyük hataya mani olmadılar? Diziden maddi manevi faydalanmak için tarihi gerçekleri kafalarına göre değiştiriyorlar.

Fahriye Sultan karakterini de çok hatalı şekilde diziden çıkartmışlardı. Gerçeklere aykırı şekilde devam eden dizinin sonu gelmek üzere. Aslında biz bu diziye destek vermek istiyorduk, bunun için Almanya'da yayımlanan Mahidevran Sultan Biyografisiyle Gazetelere de diziyi desteklediğimizi beyan edecektik. Tabii şimdi tam aksi gerçekleşecek.

Dizinin senaristleri Yılmaz Şahin ve Nükhet Bıçakçı'yı, aynı şekilde dizinin sözde tarih danışmanları Erhan Afyoncu, Günhan Börekçi ve Deniz Esemenli'yi şiddetle kınıyoruz!

Buradan bütün Çerkes ve Kafkasyalılara sesleniyoruz, bu diziyi izlemeyiniz ve milletimize yapılan ağır hakaretleri desteklemeyiniz.

İleride II.Osman'ın manevi annesi olarak gösterilecek Rum asıllı Kösem Sultan'ı bu şekilde yüceltmek istiyorlar. Amaçları Müslüman olan Çerkesleri yok saymaktadır. Osmanlı tarihine karşı yürütülen bu Karalama Kampanyasına diziyi izleyerek destek vermeyin. Mani olun. Mahfiruz Sultan'ı sahipsiz zannetmesinler. 

Çerkes/Kafkasya ve Osmanlı karşıtı Muhteşem Yüzyıl Kösem dizisini protesto ediyoruz.

Mittwoch, 24. Februar 2016

MAHFİRUZ SULTAN NE ZAMAN ÖLDÜ?

Çerkes derneklerinden ve konuyla ilgilenen kişilerden tarafımıza çok mesaj gönderildi. TV de yayımlanan Muhteşem Yüzyıl Kösem dizisinde Mahfiruz Sultan karakterinin erken öleceği dedikodusu çıktığını ve bu yüzden çok üzüldüklerini belirtmişler. Nitekim bazı İnternet sayfalarında Mahfiruz Sultan'ın oğlu Osman çocukken öldüğünü okumuşlar ve şimdi konuya açıklık getirilmesini rica ediyorlar.

Gerçektende bazı Elçi raporlarında II.Osman'ın annesinin erken öldüğü yazıyor. Ama çoğunlukla 1620 yılında öldüğünü kayıt ediyorlar. 
O dönemler İstanbul'da ki Elçiler Harem'e giremediklerinden ancak kulaktan duyma bilgiler yazdıklarından bazı kişileri karıştırdıkları bilinir. Hatta Padişah'ın çocuk sayısını ve Şehzade'lerin doğum tarihlerini bile karıştırdıklarıda olmuştur. Bu yüzden yanlızca Elçi raporlarına dayanmak yanlış olur. Yaklaşık 1609 yılında I.Ahmet'in kadınlarından biri ölmüş, ama hangi kadının öldüğü bilinmiyor bu yüzden Mahfiruz'u bu kadınla karıştırmış olabilirler. 

Mahfiruz Sultan'ın 1620 yılında öldüğünü anlamak çok kolay, bunun için dünyaya getirdiği çocuklarının doğum tarihlerine bakmak kafi:
  1. II.Osman d.1604
  2. ? Sultan (Belki Hatice Sultan) d.1607/1608
  3. Hanzade Sultan d.1609
  4. Şehzade Bayezid d.1612
  5. Şehzade Hüseyin d.1613
  6. Şehzade Süleyman d.1615
Kaldıki Mahfiruz Valide Sultan olmuştur ve büyük bir törenle Valide Tacını takmıştır. Erken ölseydi nasıl 1618 yılında Valide Sultan olabilirdi!
 
Şayet Mahfiruz Sultan 1610 civarında ölmüş olsaydı, diğer çocuklarını nasıl dünyaya getirmiş olacaktı? Ayrıca 1619 yılında Eyüp Sultan'da bir Cüzhane inşaa ettirmiştir!

Ünlü Tarihci Joseph von Hammer-Purgstall bile Mahfiruz Sultan'ın II.Osman'ın tahttan indirilmesinden 2 sene önce öldüğünü belirtir. Diğer tarihcilerde aynısını yazıyorlar. Kaldıki Elçi raporlarının çoğunluğunda Mahfiruz Sultan 1620 yılında öldüğü de kayıtlıdır. Yani bu konuda hiç şüphe bile duymamak lazım.
Ama Muhteşem Yüzyıl Kösem dizisinde Mahfiruz Sultan'ı vaktinden önce diziden çıkartırlarsa çok yanlış yapmış olurlar ve Kafkas kökenli izleyicilerinin çoğunluğunuda kaybederler. Bizde bu konuda gereken herşeyi yaparız! Ama böyle bir hata yapacaklarını zannetmiyoruz.

Dienstag, 23. Februar 2016

MAHİDEVRAN SULTAN ÇEŞMESİ

Mahidevran Sultan'ın anavatanı Çerkesya'da 1530larda yaptırdığı Çeşme bugün halen su vermeye devam ediyor. 

Bu Çeşme Taman Yarımadasında bulunan Taman ilçesindedir ve Türk Çeşmesi olarak biliniyor. Mahidevran Sultan 1530larda doğduğu topraklarda ki insanların temiz Su içmeleri için bu Çeşmeyi yaptırmıştır. Ne yazık ki Çerkesler ve Kırım Tatarları arasında devam eden savaşlar yüzünde Çeşme 17.YY'da yıkılmıştır. Harap olan Çeşmeyi 1640-1650 yıllarında Mengli Giray'ın soyundan gelen Giray prensesi Fatma Perver Hatun tarafından temelden eski haline göre inşaa edilip Su kanal sistemide değiştirilmiştir. Bu sayede Mahidevran Sultan'ın Çeşmesi insanlara tekrar su vermeye başlamıştır. 

Bu Çeşmeden bir gün su içecek olursanız, merhume Mahidevran Sultan'a dua etmenizi rica ediyoruz.

Aşağıdaki linkten Çeşmenin bir Rus sayfasındaki fotoğraflarına bakabilirsiniz.





MAHFİRUZ SULTAN'IN TARİHİ SÖZLERİ

Tarihci Agafangel Krimski II.Osman'ın tradejisini araştırırken Mahfiruz Sultan'ın Hasekilik döneminde söylediği manidar sözlerine tesadüf etmiş:

(...) Osman'ın çerkes annesi Hatice Sultan kocası hayattayken Saray'da ki rekabet savaşı sırasında söylediği sözleri kişiliği ve otoritesini belli etmektedir. Bayram merasimi sırasında ihtişamlı kıyafetiyle herkesin önünde: >Benim attığım her adım Şehzade Osman'ın adımıdır, bu öyle bir adımdır ki berk-i besar deryasıdır!< demiş. Cümle ahali bu sözler karşısında korku içinde başını eğmiş (...)

Berk-i besar = dehşet saçan manasında. Mahfiruz Sultan'ın bu sözleri bizi derinden etkiledi ve olgun hırslı karakterini gözler önüne serdi. Her manasıyla makamına layık ve yerini dolduran bir kadın olduğu bu sözleri sayesinde anlamak kafidir.

Montag, 22. Februar 2016

MAHİDEVRAN SULTAN ALMAN GAZETESİNDE

Mahidevran Sultan Biyografisi hakkında bir Alman Gazetesinde bir haber yayımlandı. Haberin linkini buraya ekliyoruz:


Freitag, 19. Februar 2016

ŞEHZADE BAYEZİD VE SEVGİLİSİ

Mahfiruz Sultan'ın ikinci oğlu Şehzade Bayezid babasının 1617 yılında ölmesinden ve ağabeyi II.Osman'ın katledilmesinden sonra çok zor günler geçirdi. Topkapı Sarayı'nın ayrı bir bölümünde küçük kardeşi Şehzade Süleyman'la beraber yaşıyordu. 

Şimşirliğe kapatılan Şehzadelerin kendi Haremleri yoktur ve çocuk sahibi olmaları yasaklanmıştır. Bu yüzden hizmetlerinde Hadım Ağalardan hariç başka hizmetkarları yoktu. Ama Venedik elçisi Pietro Foscarini 1632 yılında:
(...) Bayezid'in sevdiği bir kız varmış, ama Sultan kardeşinin karısını sarayda istememiş, bu kadın şimdi güzel bir ev de Galata'da oturuyor (...) yazmış.

Fransız Elçisi Henry de Gournay 1635 yılında:
(...) Öldürülen Osman'ın aynı anneden olan kardeşleri Bayezid ve Süleyman çok iyi korunan bir Saray'da yaşıyorlar. Bayezid'in karısı Gürcü kadında saray'da değil hizmetçileriyle şehirde oturuyor (...)

Şehzade Bayezid'in evlenmesi gerçekten çok enteresan ve görünen o ki  IV.Murad bu evlilikten haberdar olunca kardeşinin eşini saray'dan çıkarttırmış. Ama IV.Murad yengesinin refah içinde yaşamasınıda temin etmiş, herhalde kardeşine karşı olan sevgi ve saygısından kaynaklanıyor bu.

Zaten Şehzade Bayezid'in hayatı çok serüvenlidir ve Avrupa Şairlerini bile etkilemiştir.

Mittwoch, 17. Februar 2016

KANUNİ SÜLEYMAN'IN KARADAĞLI KAYINPEDERİ

Kanuni Sultan Süleyman'ın ilk eşi Mükerrem Hatun'un babası İskender Bey'in hayatı çok serüvenli ve dramatik geçmiştir.

İskender Bey'in asıl adı Stanişa (bir başka kayıtta Stephan) olup 1471 yılında Prens İvan Çirnoyeviç ve Prenses Mara Vukçiç-Kosaça'nın üçüncü oğlu olarak Zeta Prensliğinde dünyaya geldi. Aile'nin en küçük oğlu olduğundan Taht varisi değildi. 

Osmanlı Devleti'nin Devşirme sistemine göre bütün Hristiyan Asilzade aileleri en az bir oğullarını Padişah'ın hizmetine vermeleri gerekiyordu. Bu yüzden İvan Çirnoyeviç küçük oğlu Stanişa'yı  İstanbul'a gönderdi. Stanişa Enderun'a dahil edilip ihtida edildi ve İskender ismini adı.

İskender Bey'in babası İvan Çirnoyeviç 1490 yılında öldü ve Zeta Tahtına büyük oğlu Duraj çıktı. Duraj Çirnoyeviç 1496 yılında tahttan indirildi ve onun yerine ortanca kardeşi Stefan Çirnoyeviç Zeta Prensi oldu.
Bosna Sancakbeyi Mihaloğlu Feriz Bey Zeta Prensliğine savaş açınca, Prens Stefan Çirnoyeviç Venedik'e kaçtı ve daha sonra tekrar memleketine dönerek Padişah'a biat etti. Stefan Çirnoyeviç 1499 yılında İşkodra'da öldü.

Ağabeylerinin Zeta tahtını kaybetmeriyle İskender Bey Çirnoyeviç Hanedanı'nın kalan son varisi oldu. Bu yüzden II.Bayezid tarafından göz hapsinde tutuldu.

İskender Bey 1491 yılında bir Arnavut prensesiyle evlendi ve dört çocuğu oldu. Ortanca kızı Mükerrem Hatun 1496 yılında İşkodra'da dünyaya geldi (bir başka kayıtta Mükerrem Hatun'un 1492 yılında dünyaya geldiği yazıyor).

1506 yılında iki kızını Trabzon Sarayında yaşayan ve bir Arnavut prensesi olan Hafsa Hatun'a gönderdi. Hafsa Hatun o sırada Şehzade olan I.Selim'in eşiydi.  Oğlu Şehzade Süleyman 6 Ağustos 1509 tarihinde Kefe Sancakbeyi oldu.
 Mükerrem Hatun muhtemelen Eylül 1509 tarihinde Şehzade Süleyman'la Kefe de evlendirildi.Bu evlilikten 1510 yılında Meryem Sultan ve 1511 senesinde de Neslihan Sultan dünyaya geldi. Ama iki Prenseste 1512 yılında Kefe de Çiçek Salgınından öldüler ve Kefe Kalesi içinde bulunan Hanedan Türbesine defn edildiler.
Evliya Çelebi bu Türbeyi ziyaret etmiştir, ama Seyahatnamesin Türbe de Meryem ve Neslihan Sultanlardan başka Kanuni'nin çocukları olarak:
  1. Şehzade Alemşah
  2. Şehzade Kubad-Şah
  3. Şehzade Bayezid-Şah
  4. Şehzade Ali Han
kayıt etmiş. Bu dört Şehzade Kanuni'nin çocukları olmaları için Mükerrem Hatun'un 1507 yılında ilk çocuğunu dünyaya getirmiş olması gerekiyor. Venedik Elçisi Almoro Arimondo 1510 yılındaki raporlarında: (...) Büyük Türk'ün torunu Süleyman Kefe de annesiyle beraber oturuyor. Duyduğumuza göre bir kızı varmış (...) diye yazmış. Evliya Çelebi yukarıda listelenen Şehzadeleri yanlışlıkla Kanuni'nin çocukları olarak göstermiş, aslında amcası Şehzade Mehmed Han'ın oğullarıydılar. Ama bir kısmı Kanuni'nin Şehzadeleri de olabilir?

İskender Bey kızının Kanuni ile evlenmesinden sonra tamamiyle Osmanlı taraftarı oldu ve 1512 yılında I.Selim'in isteği üzerine bir Hanedan mensubu Sultan veya Hanımsultan'la evlendirildi. 1514 yılındada Karadağ Sancakbeyi oldu ve bu makamı damadı Süleyman'ın 1520 senesinde padişah olmasından sonrada muhafaza etti. Bazı kayıtlarda Kanuni'nin Kayınpederi Anadolu'da Sancakbeyi olduğunu yazsada son araştırmalara göre İskender Bey Karadağ'da kaldığı görülüyor.

İskender Bey 1530 yılında İşkodra'da öldü. Kızı Mükerrem Hatun ise 1555 senesinde Edirne de hayata gözlerini kapadı.


Dienstag, 16. Februar 2016

OSMANLI SARAYINDA ÇERKESLER

Osmanlı Sarayın'da Çerkeslerin ve diğer Kuzey Kafkasya halklarının etkisi çok büyüktü. Hatta bir Çerkes hakimiyetinden bile söz etmek mümkün, çünki yaklaşık 150 sene Osmanlı Sarayı Çerkeslerin elindeydi. Padişah'ların Çerkes kızlarla evlenmeleri ve Saray hizmetinde Çerkeslerin alınması bu hakimiyetin temelini oluşturmuştur.

Çerkeslerin tam olarak hangi dönemde Osmanlı Sarayında nüfuzlarının arttığı bilinmiyor, tahminen 18.YY'nın ikinci yarısından itibaren başladığı düşünülüyor. Ama bu tarihlerden önce de aralıklarla Çerkeslerin Osmanlı Sarayında önemli makamlarda bulundukları görülmektedir. 

En geride ki Çerkes olan Padişah eşi Mahidevran'dır. Mahidevran'dan önce Padişah veya Şehzade eşi olan Çerkes bilinmiyor.

Kanuni Süleyman'ın büyük oğlu Şehzade Mustafa'nın üç eşi ve Padişah'ın Hürrem Sultan'dan olan oğlu Şehzade Bayezid'in iki eşinin de Çerkes olduğu bilinmektedir. 
II.Selim'in ismi bilinmeyen bir eşi'nin de Çerkes olduğu tesbit edilmiştir. III.Murad'ın iki eşi ve III.Mehmet'in de üç eşi Kafkasyalıdır.

I.Ahmet'in ilk eşi Çerkes ve son eşi de Gürcü'dür. IV.Murad'ın iki eşi Çerkes'dir. Aynı şekilde I.İbrahim'in eşlerinden biri Abaza ve iki tane de Çerkes Hasekisi vardır.

I.İbrahim'den sonra gelen Padişah'ların eşlerinden bazıları Çerkes'dir. Ama I.Abdülhamit'in hemen bütün eşi Çerkes ve diğer Kuzey Kafkas halklarındandır. I.Abdülhamit'ten sonra Osmanlı Sarayında artık sadece Kuzey Kafkasyalı kızlar yaşıyordu. Bu durum Osmanlı'nın sonuna kadar devam etti. Sultan II.Abdülhamit 1909 yılında tahttan indirilince Meşrutiyet devri başladı. İttihatçıların etkisiyle Osmanlı Sarayında Kuzey Kafkasyalıların hakimiyeti sona erdi. Saraya artık Balkan kökenli kızlar alınmaya başlandı. 

Özellikle son dönem Padişah'ların eşlerinin tümü Çerkes ve Abazadır. Aynı şekilde Şehzadelerin eşleride bu halklardandır. Örnek olarak Çamlıca'da Şehzade Yusuf İzzettin Efendi'nin köşküne komşu olan ve bu Şehzade'nin ailesini yakından tanıyan  Bedia Hanım'ın anlattıklarını buraya eklemek istiyoruz. Bedia Hanım'ın anlattıklarını oğlu Sn.Faruk Denizmen tarafımıza göndermiştir, bu vasıta ile kendilerine çok teşekkür ederiz.

Bedia Hanım'ın anıları Kuzey Kafkasyalıların Osmanlı Sarayındaki etkileri ve yaşam tarzlarını çok güzel yansıtmaktadır:

>Merhum Yusuf İzzettin Efendi'nin Çamlıca'daki köşkü vaktiyle çok güzeldi. Bir büyük Köşk ve birde Seyir Köşkü vardı. Ayrıca birde Müştemilat dairesi vardı, ama o çoktan yıkıldı. Şehzade'nin vaktiyle beş eşi varmış. Ben sadece üçünü tanıdım. İkinci Hanımı ben ilk defa 1942 senesinde gördüm, o zaman 13 yaşımdaydım ve annemle ziyaretlerine Nişantaşına gitmiştik. Orada bir köşkleri daha vardı, ama bu köşk sonra müsadere edildi. İkinci Hanımın ismi Tazende idi ve yaşına rağmen çok güzeldi. Bembeyaz tenliydi. Vaktiyle kara saçlıymış, gözleri de kahve renkliydi. Bu hanım Abazaydı ve bir Bey kızıydı. Babası Tazende Hanım'ı Saraya tahsil için göndermiş, sonra orada Yusuf İzzettin Efendiyle evlendirmişler. Herhalde Şehzade'nin annesi istemiştir, çünki o da Abazaymış. Tazende Hanım çok malumatlı ve kibar bir hanımdı. Çok güzel ahenkli konuşuyordu. Birinci Hanım'ı Çamlıca'da tanıdım. İsmi Nazikeda idi ve ismi gibi çok nazik bir hanımdı. Uzun boylu, beyaz tenli, mavi gözlüydü. Buda Abazaydı. Tazende Hanım gibi Bey kızıymış.Üçüncü Hanım Leman Hanım Tatardı. Kırımlıymış ve aileside oradan savaş yüzünden kaçıp gelmiş. Daha çok küçükken Saraya vermişler, orada okuma yazma öğrenmiş. Bu hanım vaktiyle Kalfaymış ama Yusuf İzzettin Efendi'nin beğenini kazanmış. Şehzade'den üç çocuğu olmuş. İki kız bir de Şehzade. Ama oğlu sürgünde veremden öldü. Kızları Şükriye ve Mihrişah Sultanlar 1952'den sonra Af kararıyla memlekete döndüler ve Çamlıca'da oturdular. 
Birinci Hanım Nazikeda Hanım yerlere kadar inen elbiseler giyerdi. Başına beyaz bir örtü örterdi. Çok konuşmazdı. Bakışı hep hüzünlüydü, en çok bu hanımın haline üzülüyorum, malı mülkü yoktu, zavallı hep başkalarının yardımına muhtaç olarak yaşadı ve öldü. 
İkinci Hanım'ın çok mücevheri var derlerdi, zaten söylenenlere göre Yusuf İzzettin Efendi en çok bu hanımını el üstünde tutar onu şimartırmış. Bu özel alakaya rağemn çocuğu olmamış, Üçüncü Hanım üst üste üç çocuk dünyaya getirince de Tazende Hanım haliyle çok üzülmüş. Şehzade de her doğumda Leman Hanım'a değilde Tazende Hanım'a üzülmesin diye Mücevherler hediye etmiş. Bu yüzdendir çok zengindi.
(...) Üçüncü Hanım yani Leman Hanım Çamlıcada öldü. Nazikeda Hanım maddi sıkıntılar yüzünden üvey kızlarının yanına Kahire'ye gitti ve galiba orda öldü. Tazende Hanım çok varlıklıydı ve Kuruçeşme veya Ortaköy de oturuyordu. Bunun bakıcısı vardı, ismi Seza'ydı, buda Yusuf İzzettin'in hizmetçisiymiş ve bu Hanımın fransızların deyimi ile femme de chambre'siymiş. İkinci Hanım ihtiyarlayınca Seza'da bakıcısı oldu ve bütün malına kondu. Zavallı Tazende Hanıma bakmadı. Üstüne birde 40 küsür yaşında evlendi. Kocasıyla zavallı kadıncağızın parasını yediler. Sonra Tazende Hanım öldü. Beşiktaş'ta Yahya Efendi Mezarlığına defn ettiler<

Sonntag, 14. Februar 2016

ŞEHZADE MEHMET HAKKINDA

I.Ahmet'in ikinci oğlu Şehzade Mehmet'in annesi kimdi? Tarihci Peçevi annesi olarak Mahfiruz'u yazmasına rağmen Şehzade'nin doğum tarihi tutmuyor, çünki:

Mahfiruz Sultan ilk oğlu II.Osman'ı 3.11.1604 tarihinde dünyaya getirdi. Şehzade Mehmet ise 8.3.1605 tarihinde doğdu. Yani II.Osman ile Şehzade Mehmet arasında yanlızca 4 ay fark var. Mahfiruz Sultan'ın oğlu olması için tarihler de yanlışlık olması gerekir, yani 8 Mart 1605 değilde 3 Ağustos 1605 daha doğru olurdu. 

Bu durumda Şehzade Mehmet'in annesi Mahfiruz Sultan değildir! Peki annesi kimdi?

Tarihci Sn. Günhan Börekçi Şehzade Mehmet'in annesinin Kösem Sultan olduğunu yazıyor. Şayet bu doğru ise Kösem'in Saray'a girişi Mayıs ve Temmuz 1604 tarihleri arasında olması gerekir. En azından bu tarihlerde Haseki olduğu meydana çıkar. Fakat I.Ahmet'in Boşnak eşi Fatma Haseki padişahın ikinci eşiydi. Neden Kösem değilde Fatma II.Haseki ünvanını taşıyordu? Kosaça ailesinin verdiği bilgilerde Fatma Haseki 1606 yılında I.Ahmet ile Kuruçeşme Sarayında evlenmiş. Kösem ilk kızınıda 1605 yılında dünyaya getirdi. O zaman Fatma'nın II.Hasekiliğe yükseltilmesi bunun nikahı ile alakalı olabilir. Zira Kösem cariyeydi, Fatma'ya nikah kıyıldığından ona saygı gereği veya I.Ahmet'in özel izniyle II.Haseki ünvanı verilmiş olabilir. Elçi raporlarıda bunu gösteriyor.

Venedik Elçisi Giovanni Mocenigo 1606 yılındaki raporlarında:
(...) Sultan halasının sarayında Boşnak olan Kosaça Paşa'sının torunuyla evlendi. Sade ve sessiz bir nikah yapılmış, zaten Türk Hükümdarları evlendiklerinde bizim gibi şölen düzenlemiyorlar, Saraylarında sessizce evleniyorlar, yanlızca Büyük Süleyman evlendiğinde debdebeli bir düğün icra edildiğini söylediler (...)


Fransız Elçisi Françoise de Gontaut-Biron 1607 yılında:
(...) Türk'ün kadınları arasında geçen sene evlendiği bir Boşnak soylusu varmış. Bu kadın'dan bir kızı olmuş (...) 


Şehzade Mehmet'in kişiliği ve siması:

Fransız Elçisi Achille d'Harlay 1616 yılında:
(...) Sultan'ın ikinci oğlu Mehmet, kumral saçlı, kara gözlü ve buğday tenli. Boyu fazla uzun değil, yüz hatları düzgün ve insan üzerinde iyi bir teesir bırakıyor. Burnu büyük ve kakmaklı. Duyduğumuza göre Arapca ve Rumca konuşuyormuş (...)

Şehzade Mehmet çağının en iyi tahsil ve terbiyesini aldı ve iyi bir Şair oldu. Saray'da Şehzadelere ders veren hocaları Amasyalı Ömer Efendi idi. Dadısı Kevser Hatun'dur. Oyun arkadaşları: Arnavut Hüseyin, Kosovalı Yahya ve Manastırlı Hasan'dır. Bunlar çocuk yaşta Saraya alınan Enderun öğrencileriydi.

Şehzade Mehmet babasının ölümünden sonra Şimşirliğe kapatıldı ve orada 1621 senesine kadar kaldı. Ağabeyi II.Osman'ın emriyle 12 Ocak 1621 tarihinde idam edildi. I.Ahmet Türbesine defn edildi.



MAHİDEVRAN SULTAN BİYOGRAFİSİ SİPARİŞİ

Mahidevran Sultan biyografisini artık kolayca Lychatz Yayınevi'nin Web sayfasından sipariş edebilirsiniz. Buraya Sipariş-Link'ini ekliyorum. İlgilenenler bu Link üzerinden bu değerli eseri sipariş edebilirler.


Freitag, 12. Februar 2016

MAHFİRUZ SULTAN'IN KİŞİLİĞİNE DAİR

Mahfiruz Sultan'ın kişiliğine dair bilgileri buraya ekliyorum.

Venedik Elçisi Giorgio Guistinian 1620 yılında ki raporlarından:
(...) Osman bizim lisanımızı çok güzel konuşuyor, ayrıca Yunanca, Farsca, Arapca'da bildiğini söylediler. Sultan bizim adetlerimize karşı çok saygılı ve malumatlı bir genç adam. Duyduğumuza göre annesi kendisini çok iyi yetiştirmiş ve devletin en iyi hocalarından tahsil almasını sağlamış. Hatta kendi memleketinden bile aydın kişiler getirttip oğlunun bu hocalardan dars almasını sağlamış. Zaten bu Kadın için çok malumatlı biri olduğu söyleniyor. Hizmetinde hiç köle yokmuş. Eskiden kendisine hizmet eden köleleri azad etmiş. Zaten Saray'da köle tutulmasınada karşıymış. Bu yüzden olacak herkes tarafından çok seviliyor (...)


Tarihci Agafangel Krimski:
(...) II.Osman'ın annesi çok aydın bir kadındı. Devrinin en iyi tahsilini almıştı. Arapca ve Farsca yanısıra İtalyanca, Yunanca'da konuşuyordu. Avrupa kültürünü çok seviyordu ve Harem teşkilatına karşıydı. Herhalde kocasının üstüne bir Cariye almasına kalbi kırıldığından Sarayında köle istemiyordu. Valide Sultan oluncada Saray'da ki Cariyeleri azad etti (...) Oğlunuda kendi düşüncelerine göre yetiştirdi ve yenilikci olmasını sağladı, bu yüzden II.Osman türk padişahları arasında özel bir yeri vardır (...)

Donnerstag, 11. Februar 2016

SULTAN I.AHMET'İN EŞLERİ HAKKINDA

Tarihci Joseph von Hammer-Purgstall:
Sultan Ahmet'in birinci karısı ve ileride Sultan olan II.Osman'ın annesi, kocasının saltanatı sırasında Rum Kösem Mahpeyker'in Haseki olmasına kadar refah içinde yaşamıştır. Kösem Mahpeyker'in ilk Haseki yıllarında da II.Osman'ın annesi Saray'da ki gücünü ve nüfuzunu muhafaza etmiştir, çünki Rum Cariye ardı ardına kız doğurmuştur. Sultan Ahmet'in annesinin ölmesinden sonra II.Osman'ın annesi Saray'da ki en güçlü kadın olmuştur. Rum Kadın'da ilk erkek çocuğunu dünyaya getirmesiyle bu iki kadın arasında iktidar kavgası başlamıştır. Sultan Ahmet'in ölümüne kadar bu kavga devam etmiştir (...) 


Rusya Elçisi Alexey Veşnyakov 1735 yılında ki raporlarından:
(...) Türk'ün Sarayında yüzlerce kadın varmış, hemen her Milleten olan bu kadınların çoğunluğu Boşnak, Arnavut, Kafkasyalı ve bizim halkımızdandır. Hatta Sultan'ın ecdadından Sultan Ahmet'in ilk karısıda, şimdi Çar hazretlerine hizmet eden Çerkasski Prenslerinin soyundanmış. Bunu Sultan bizzat söyledi (...)

Fransız Elçisi Achille d'Harlay 1611 yılına ait raporundan:
(...) Hükümdarın dört karısı var. İlki soylu bir aileye mensup bir Çerkes, ikincisi varlıklı bir Boşnak, üçüncüsü bir Arnavut Paşa'nın torunu ve sonuncu karısıda Gürcü beyinin kızı. Fakat bu kadınlardan yanlız Çerkes ve Boşnak çok güçlüler, çünki bunların erkek ve kız çocukları var ve Hükümdar'da her ikisini çok seviyormuş (...) Arnavut'un bir kızı var, Gürcü'nün de iki kızı var (...) 

Avusturya Elçisi Hermann Czernin 1616 yılında ki raporundan:
(...) Türk Beyinin çok çocuğu var. Birinci karısı ve en büyük oğlunun annesi zarif bir Çerkes soylusuymuş. Bu kadın'dan Türk'ün dört oğlu ve bir kızı var. İkinci karısı Rum kadın'dan üç oğlu ve üç kızı var. Üçüncü karısı Boşnak kadın'dan iki kızı var. Son karısı soylu bir Gürcü, ama bunu Sultan sarayından çıkarttırmış, çünki Rum kadın'la kavga etmiş. Şimdi büyük bahçeli bir Saray'da oturuyor. Yanında da iki kızı var. (...) Türk'ün birinci karısı mağrur ama çok kibar bir Çerkes soylusu, çocuklarına bizim ve Venedik lisanını da öğrettirmiş. Hatta Rumca ve Latince de konuşuyorlarmış. Çerkes soylusu için çok malumatlı ve akıllı bir kadın olduğu söyleniyor. Ama Türk'ün ikinci karısı Rum'da çok malumatlıymış, çocuklarınıda iyi yetiştiriyormuş. Rum kadın çok iyi bir müzisyenmiş ve kocasını müzik ile mest ediyormuş (...) 


Bilgiler için Sn. Giorgio Trevisan, Sn. Christine Korntal,  Sn. Friedrich von Jarsdorf, Sn. Jean Michel de Lamballe, Sn. Vladimir Trubetzkoy ve tercümeler için Sn. Felicitas Dumru, Sn. Valerie de Neuville, Sn. Gevher Baykal çok teşekkür ederiz.

Freitag, 5. Februar 2016

ŞEHZADELER BAYEZİD VE SÜLEYMAN

Mahfiruz Sultan'ın çocukları:

  1. II.Osman (1604 - 1622)
  2. Hanzade Sultan (1609 - 1650)
  3. Hatice Sultan? (1610 - 1611)
  4. Şehzade Bayezid (1612 - 1635)
  5. Şehzade Hüseyin (1613 - 1617)
  6. Şehzade Süleyman (1615 - 1635)
  7.  
Venedik Elçisi Francesco Contarini 1618 yılına ait bir raporunda:
(...) Sultan Osman'ın üç öz kardeşi var, bunlar Bayezid, Süleyman ve bir de kız kardeşi. Bunların yaşca en küçüğü Süleyman'dır. Diğer kardeşleri babasının başka kadınlarından dünyaya gelmişlerdir (...) Sultan'ın annesi çok güzel bir kadınmış ve zamanında ölen Sultan'ın birinci karısıymış. Oğlunun Sultan olmasından sonra hiç sevmediği rakibelerini Saray'dan çıkarttırmış. Bu kadın'ın kız kardeşi ve Anadoluda beylerbeylik yapan Mehmet Paşa'nın karısıdır. Erkek kardeşi de Ali Paşa'dır. (...)

1619 yılındaki raporlarından:
(...) Şehzade Bayezid'i gördüm, 9 veya 10 yaşında bir çocuk. Kahve rengi saçlı, mavi gözlü, beyaz tenli bir çocuk. Hiç türklere benzemiyor. İlk gördüğümde bu çocuğun Sarayda hizmet eden devşirmelerden olduğunu düşünmüştüm, ama Sultan'ın kardeşi olduğunu duyduğumda çok şaşırmıştım. Herhalde annesine benziyor, çünki söylenenlere göre Sultan'ın anneside kahve rengi saçlı ve mavi gözlü bir Çerkes'miş. Sultan'ın diğer öz kardeşi Süleyman ise daha çok küçük, ama buda sima bakımından Bayezid'e benziyormuş. Zaten Sultan'da açık beyaz tenli ve yeşil gözlü (...)

Sebastiano Venier 1626:
(...) Öldürülen Sultan'ın öz kardeşleri Bayezid ve Süleyman Saray'ın kendilerine tahsis edilen ayrı bir bölümünde oturuyorlar. Bunların aynı anneden olan bir kız kardeşleri var o da Bayram Paşa'nın karısıdır (...)

Giovanni Capello 1634:
(...) Sultan'ın iki üvey ve iki öz erkek kardeşi var. Bunlar Saray'ın ayrı bir bölümünde oturuyorlar (...)


Bilgiler için Sn. Giorgio Trevisan ve tercüme için Sn. Felicitas Dumru'ya çok teşekkür ederiz.